Biliyorum ..
aslında hepiniz seviyorsunuz içten içe … mümkün mü ki aksi .. hiç sanmıyorum açıkçası
.. yok canım , hangimiz daha temiziz ki onlardan farklı olarak .. evettt
kesinlikle bizlerden daha çok sevgi dolular .. tabi kii ve hatta öfke kin fitne
içten içe .. yok mümkün değil ..
Herkes aynı
değil, katılıyorum .. herkes aynı derece de sevmiyor, hayret ediyorum .. ama
eminim aslında herkesin onları sığdıracak kadar büyük kalpleri var ..
Sokak hayvanlarına
karşı olan zaafım bu gün bana ‘ sokak kedi evi’ projemi hayata geçirtti sonunda
.. patenti bana ait olan bu proje ellerimde bu güne dair yaralar bıraksa da
mutluluğu tarifsiz :)
Bunun eğer
bir gün portatiflerini üretmeyi başarabilirsem siparişlerinizi de almaya
başlamayı düşünebilirim :)) vee her şehirde kış geceleri sıcacık uyuyabilen
sevimli kedicik ve köpecikler olduğunu bilirizz .. hayali bile iç ısıtan bu
düşüncenin bir gün gerçekleşmesini umarakkk ..
Güz .. Sancılı mevsim vesselam .. Yaz sabahları göz bebeklerini
zorlayan öğlen yakıp kavuran sıcaklığını şimdilerde kalın hırkalar, sıcak
kahveler içimizi ısıtacak ne varsa yaparak birkaç ay öncesini ararken buluyoruz
kendimizi .. Hayır bence cidden abartıyoruz, sonbahar başladı beri herkes de
‘dünyanın’ sonu geldi naraları, transit ilkyaza geçme çabaları :) İlk kez değil
3 ay da bir yaşadığımız zamanları abartmakta üzerimize yok :) Her zamanın her
anın yaşamımız boyunca yaşadığımız en mutlu en karanlık anların bize söylemek
istediklerini anlatırcasına işlenmiş mevsimlerimiz var aslına bakarsınız ..
Herkesin ilkyazı olur içini kıpır kıpır eden, arkadaşlıkları
dostlukları, hevesle beklediği üniversite yılları, ilk doğum anı , o ilk bakış
bebeğine , ilk aşkı .. Güz varır bazen her birimizin yamacına .. sığınırız,
ısınırız.. Dinleniriz kucağında .. çetin geçen günlerimiz olur, soğuğun
yüzümüze sillesini çarptığı sabahlar gibi gerçeklerle sarsıldığımız anlarımız
olur .. Amaa sonunda sıcağı seven görünce mırlayan kedi misali keyiften dört
köşe zamanlara açarız tüm pencerelerimizi .. Böyle değil mi aslında .. dört
mevsimi ruhumuzun her anında yaşayabilen biz, doğa farklı zamanlara bürününce
katlanamıyoruz..
Güz kızıyım ben .. Doğum zamanım itibariyle .. Severim de o ayrı ..
Ama
güneşe endeksli yaşayanlardanım ben de .. Güneşli sabahlar, serin akşam
üzerileri, omzunda hırkan dumanı üzerinde kahvene dost, arkadaş sohbetleri .. Yüzümüzü
pembeleştiren soğuğun serinliği, temizliği .. Aslında o kadar da depresif değil
gibi geldi güz bana :) .. Her anı her günü her mevsimi yaşanılacak ne varsa
hali hazırda, güzelleştirecek sadece tek bi’ kişi var galiba ..
kendimiz ..
Doğa bile her üç ayda modunu, havasını, suyunu, güneşini yağmurunun
şiddetini bile değiştiriyor ve bize mesajı veriyor aslında..
Değişmek lazım.. ve ‘baharlar’ bunun için biçilmiş kaftan
sanırım ..
Şu aralar
biraz yorucu benim adıma .. önümüzdeki günler bir sınava gireceğim :) iyi
geçmesi için güzel dualarınız çok makbule geçerdi :) bu ara hem ders çalışasım
hem de kaçasım var kendisinden .. ama benim için çok önemli bir sınav seviyorum onu sevmeye çalışıyorum, hatta çabam
doğrultusunda sonucunun belli olduğunu ve sınava girmemin tamamen formalite
olduğu tevekkülüyle kendimi rahatlatma
konusunda zirve yapmış durumdayım :)
evett beni rahatlatmak için elinizden gelen ne varsa yapabilirsiniz :)
Şundan
artık eminim ! stresimi atmanın, sıkıntımı dağıtmanın yolu indirimdeki
kitaplara saldırmakmış, fark etmiş bulunuyorum .. süper marketlerde çok yorulan
ve sıkılanlardanım ben .. küçüklüğümden beri annemle gittiğimizde ben hep kitap
reyonuna sıvışmanın bir yolunu bulur kendimi rahatlatır ve süper marketi
gezmekten kurtulurdum :) bu zamanla benimm bi’ alışkanlığım oldu..
ve yine
öyle yaptım .. sizinle de paylaşmış bulunuyorum .. okuduklarınız varsa hakkında
yorumlarınızı , yok hiç tarzım değil bunlar da nee diyorsanız da, sağlık olsun :)
ben okuma niyetindeyim ama şu son bi’ haftamı sağlıklı, huzurlu hırslı ve
çalışkann bi’ de mutluu musmutllu atlattıktan sonraa .. okudukça yorumlarımı
sizinle paylaşma niyetindeyim .. hadi bakalım şimdi bana dua edin :)
teşekküürrr ederimmm :*
Fallara
inanmaktan vazgeçeli yıllar oldu galiba .. umduklarımın, hayalini kurduklarımın
başkası tarafından kurgusal masalına ihtiyacım olmayacak kadar, inanmaya
çalışıyorum ‘yaşadığım anın varlığına’ ..
Beklemekten
vazgeçeli yıllar oldu galiba .. çabalara bulanmamış kolaylıklardan sıyrılalı
iyi geldi sanırım bu bana .. ummaktan vazgeçip, yolunu çizmeye koyulmak lazım ara
ara ..
Sevilip
sevilemediğimi sorgulamaktan vazgeçeli yıllar oldu galiba .. yüreğine saplanan
‘yalanlardan’ sonra hiç de zor olmadı ayrıca .. sevdiğimi, nefes aldığımı,
mutlu olduğumu bilmek daha iyi geliyor başkalarının kalbini duymaya çalışmaktan
bu zamanda ..
Umudumu
kaybedip savrulmaktan vazgeçeli yıllar oldu galiba .. acılarla yoğrulmadan pek
anlaşılmasa da , düşüp düşüp kalkmadan ayağa pek tadına varılmasa da, bazen
sadece ‘ huzurlu bi’ nefes’ yola çıkma sebebin olabilir, unutma ..
Hayalini
kurduklarımın peşini bırakmaktan vazgeçeli yıllar oldu galiba.. mutluluğu
başkalarının iki dudağına sığdırmaktan sıyıralı zihnimi, daha da rahat her
yudum nefes ruhumda ..
Sevgiyle
her şeyin güzelleşeceğine inanmaya başlayalı yıllar oldu galiba.. Sevginin en
büyük ‘umut’, sevginin en içten ‘aşk’, sevginin en masum ‘öpücük’, sevginin en
yan etkisiz ‘ilaç’, sevginin ‘gülümseme sebebi’ yok yere bir anda, sevginin ‘umutsuzluğun
suratına çarpan huzur’ ani bir hızla,
sevginin olmadığında hayatında, her şeyin yok oluşuna şahit olalı yıllar
oldu galiba ..
Mevsim yaz .. güneşin sıcağında masmavi denize daldırsın istiyor
insan gözlerini .. kıyısında uyumak , gece kucağına sığınıp gülüp çoşup, sessiz
sessiz ağlamak ..
yaz demek deniz demek .. yaz demek sıcağı , ancak onunla sevmek
demek .. mevsim yaz .. her işin askıya alınması , hayatın yalızca bu vakitte ‘es’ vermesi demek .. her sabah
maviliklere daldıramasanız da gözlerinizi yaz demek diğer taraftan miskin miskin izlenilen
dizilerin tekrarına esir olmak demek tam olarak aslında ..
Bu kadar özlemle bahsettiğim
denize aşık biriyim evet .. vee bu yıl 1 haftalığına en yakın arkadaşımla (ayça'm) denizin,
gezmenin yeni yerler görmenin verdiği hazza vardık .. Daha önce gitmiş oraları
görmüş olanlarınız vardır mutlaka , biz bu yıl Sarımsaklı’yı Şeytan Sofrasını
Badavut’u ve Cunda’yı keşifteydik
aslında ..
1 haftamızı öylesine keyifli programladık ki yakında gezilip
görülecek ne varsa , nesi meşhursa ki sahilde satılan Kavuniçi dondurmasını şiddetle
tavsiye ederim, daha önce böylesi bir konseptte dondurma yemediğimiz için bize
oldukça farklı ve lezzetli geldi diyebilirim ..
Bi gezi yazısı olsun bari :) şayet nereye gitsem tatilim tadından
yenmez doyum olmaz diyorsanız .. ben Sarımsaklıyı önerebilirim .. bodrum çeşme
hariç tutulursa :) oldu da yolunuz düştü miskin miskin deniz güneş güneş deniz
yapmayıp az vakit ayırıp hemen yakınında minibüsle gidebileceğiniz (şayet aracınız
yoksa) Badavut sahilini görmenizi tavsiye ederim .. harika bir ortam.. denizi
gerçekten çook temiz .. rengarenk boyanmış hasır şemsiyeleri, ve sakin
ortamıyla tam dinlenilesi bir yer .. koyun sol tarafında denizle bütünleşmiş
ağaçlar size bir adada denize giriyormuşsunuz hissini veriyor ve bizz buna
bayıldık :)
Buradan tekrar sarımsaklıya dönecek olursak gün batımında mutlaka
Şeytan Sofrasına gidin derim .. Oldukça yüksek bir yer burası ve inanılmaz
rüzgarı var :) bazı yerlerde fotoğraf çekilmek oldukça güçtü .. her gün rutine
bağlanmış gün batımını seremoniyle izleme gibi bi durumumuz olmadığından bir
kere kendinizi böylesi güzel bir manzara da gün batımıyla ödüllendirebilirsiniz
.. Biz aynen öle de yaptık ..
Sarımsaklının Papalina adında meşhur bir balığı varmış .. hani
gittik de yemedik demeyin .. Öyle sizi şaşırtacak denli lezzetli ya da değişik
bir balık değil .. normal bir balık ama gidip de yememek olmaz ..
Tabikii Ayvalık tostu .. Daha önce yemişsinizdir ama eminim ki
buradaki lezzeti hiçbir yerde bulamazsınız .. ilk gün kahvaltımızı onunla
yaptık ve kaldığımız her öğlen onu yiyip artık son günlerde görecek halimiz
kalmasa da kendisini, cidden harikaydı ve çok lezzetliydi ..Özellikle tavsiye
edilirrr ..
Ve tabikiii Cunda ..
Cunda’yı çok çokk çok beğendik .. Çok şirin ve harika mimarisi var
.. Ayvalıkla Cunda birbirine bağlanmış kara yoluyla da ulaşım var .. Vapurla
veya taksi dolmuşlarla ulaşım söz konusu .. Ama Ayvalık'a gidip Cunda ya
gitmemek olmaz .. Mutlaka gidin .. Yıllara meydan okuyan, ve kim bilir kimlerin
aşklarına, dostluklarına arkadaş sohbetlerine şahit olmuş Taş Kahvesine
oturmadan geçmeyin .. vee
çok şirin, oldukça eğlenceli görünen Rum meyhaneleri
vardı ..
Eğlenmeyi sevenler kaçırmayın derim ..
Şuan
aslında çalışmam gereken sınavım olduğu için bu günleri anlatmak bana
oradaymışım hissi vererek beni en azından birazz mutlu etti :) ama gerçek hayat
tam da masamın üzerine bana bakıyor … Önüm arkam sağım solum İngilizce olmuş
durumda ..
Ama ki benn hiç umudumu kaybedecek birine benziyor muyum ?
:) aslaa (şüküürr:)… şimdii eylüle kadar ders, ama ondan sonrası belkii daha güzel tatillere
ya da farklı turlara gebedir , kim bilir ?
Birileri girer
hayatınıza .. Kimine sevdanız yaraşır, kimine dostluk bulutları sarılır
... Birileri girer hayatınıza , olmadığı
anları unutturur varlığıyla .. Kimileri ağlatır, gidişiyle .. Kimi sevindirir
yokluğuyla, kimilerinin de varlığı gülümseme sebebiniz olur dar zamanlarınızda ..
Yanılabiliriz hepimiz ama , sevdiğimiz, sevildiğimiz anın dışına çıkılınca
kalbimizden uzaklara düşenleri buluruz kimimiz yıllara dayanan dostluklarda
dahi zamanla .. Ama birisi yüreğinizi alır avuçlarına en zor, en dayanılmaz
anlarınızda .. Çaresiz çırpınışlarınıza dokunur varlığıyla, yok oluşunuza müsaade
etmez, hiçbir zaman, asla …
Sırtınızı
duvara dayamaya çekindiğiniz, insanın insanın kurdu olduğu, dostluğun çok
uzaklara göç ettiği, sevdaların sorgulandığı, en saf hali yaşamın çocukluğun
uykuya daldığı, bazen sıcak bir yüreğe, bazense sadece sımsıcak sarılan bir
çift kola ihtiyaç duyduğumuz, bu zamanlarda …
İşte o benim, benim böyle bir çift kolum var,
zor zamanlarımda acılarıma sarılan, sevinçli anlarımda birlikte göz yaşlarıma
dokunan , sevdiğimiz şarkıları geceleyin yıldızlara, kahkahalarımızı gündüzleri
gökyüzüne savurduğumuz ..
Bir Ayçam
var ..
Herkesin
bir ‘ayçası’ vardır, hayatında mutlaka .. En mutlu anını bölüştüğü , acılarını
onunla dillendirip, unuttuğu, varlığına ihtiyaç duyduğunda, telefonun diğer
ucunda tamda işte ‘o’ anda , bir çok kelimenin tarifini mümkünsüz kıldığını,
tek bakışınızla anlayan, anlatabildiğiniz .. İllaki yıllara dayanması, yılları
arkasına almasına gerek yok , gerçek dostluğun .. ki bizimki yıllara dayanır ..
en güzel yılları ardına almış, daha güzellerine kucak açmıştır aslında ..
Tüm bunları bana yazdıran, daha fazlasını
varlığıyla, pamuk yüreği ve sevgisiyle bana yaşatan Ayçam.. İyi ki doğmuşsun ,
İyi ki yurtta tek kişilik odaya çıkmışım o yıl ve sana yer açmışım eski odamda
.. iyi ki sevmişsin beni, sevdirebilmişim sana kendimi .. İyi ki seninle aynı
evi paylaşmışım en güzel anılarımı seninle süslemişim , ne mutlu banaa .. ve ben artık senin pamuk kalbin ve içine
dünyaları sığdırabildiğin o güzel gözlerin olmadan, herhangi bir özel günümü
düşünemiyorum galiba... anladın sen :)
Canımınn
içiii yeni yaşın ve bundan sonrakii her yaşınnn, sana her daim sağlık , sonsuz
mutluluk, sevgiii aşşkkk sevdiklerin ve ailenlee nice nicee nicee güzel anlar
bahşetsin .. birlikte mutluluktan, attığımız kahkalardan dolsun yalnızca
gözlerin ..
Seniii çok
seviiyoorrrrr bu kız … ve hep yanında olacak bilesin . nokta :)
Toplumsal açıdan oldukça sancılı haftalar geçiriyoruz .. Taraflara
bölünmemizi gerektirmeyecek denli insancıl bir konunun, siyasi emeller ve
iktidar hırsının, insan olmanın önüne geçtiği vakit toplumun, insanların nasıl büyük bir kaosa düştüğünü hep birlikte
gördük …Umarım herkes bir şekilde görmüştür .. Çünkü bu süreç bir çoğumuzun öncedentahminlerde bulunarak güven duymadığı, bir çoğunun da böyle olduğuna inanmak
istemediği ve
hala inanmadığı ‘ medyanın ikiyüzlülüğü' bir kez daha gözler önüne serildi .. Günün haberlerini öğrenmek için rutin
olarak acılan kanallara artık parmaklarınızın gitmediğini sanırım çoğunuz benim gibi yaşamışsınızdır ..
Bir gün deselerdi ki ‘ gündemi Twitter dan takip edeceksin, yok artık der geçiştirirdim .. 2 yıldır
çok çok az kullandığım bu sosyal paylaşım sitesinde 2 haftadır attığım tweet sayım 3 5 7 ye katlandı :) desem yalan söylemiş olmam .. Can sıkıcı
bir süreç, okuyan kimsenin de canının sıkılmasını istemem , ama bu konuya değinmeden de oldukça
ara verdiğim yazılarıma dönemezdim ..
Evet bir ulusu idare etmek, herkesin kabul edeceği politikalara,
projelere imza atmak oldukça ütopik .. Öyle ki toplum bölmesek de ayrıştırmasak da ister
istemez, bölük ve ayrışık durumda.. Ancak bu yapıyı daha da derinleştirmek veya bütünleştirmeye çalışmak, işte o bizim
elimizde .. Tercih burada siyasetçilere, iktidara kalmış oluyor ..
Bu yapı
içerisinde gördük ve daha da önemsedik ki ‘saygı
saygı saygıı … Oldukça önemliymişş.. Hep deriz ya en ufak bir ilişkimiz de dahi ‘saygı bitti mi , o ilişki biter ..’ diye .. Bunu yaşadık
.. ‘Saygı’ kelimesinin yazıldığı gibi okunduğunu ancak okunduğu gibi okuyan herkesin aynı oranda özümseyemediğini gördük .. Öyle ki
bir tarafta, bir projenin yapılması istenmiyor diye az daha savaş ilan edilecekken, bir dolu senaryo ile toplum dışına itilmeye, darp
edilmeye başlanmışken, bir tarafta ise ‘saygı’ mitingleri düzenlenebildi .. Böylesine
çelişkilerle
ve ilginç siyasi söylemlerle dolu 3 haftaydı …
Ben merkezci siyasetin, ya da ‘biz’ merkezci siyasetin, yaptım
olacak tarzı çocuksu tartışmaların , insanların gözündeki yok oluşunu ve olayları bambaşka yerlere kolaylıkla sürükleyebildiğini biliyoruz artık .. Ben
inanıyorum ki insanları, kurumları birbirine dövdürmeden siyaset yapmak mümkün,
ama bu bi’ tercih … Siz kavga yollu siyasetten daha çok prim yaptığınızı düşünüyorsanız ‘ ben ağacımı kestirmem ,
altında da yasarım ‘diyen insanlara, düşman gözüyle bakıp, ortalığın gaza dumana bürünmesine razı olabilirsiniz .. veyahut ‘ tamam
hata yapılmış düzenlemeye gidilir vs tarzı konuşmalarla , ‘suçluyu’ yurt dışında aramaktan vazgeçip, olayların büyümesinin önüne geçebilirsiniz .. Bu tamamen yönetenin inisiyatifine kalmıştır ..
Umarım bundan sonra , daha yapıcı söylemlerle daha güzel günler
geçiririz .. Toplum denilen ve çeşitli özellik nitelik sahibi insanlar
topluluğuna eşit mesafede durmayı, farklı düşünceleri savunan, farklı ırk
farklı desenlerdeki insanlara ‘sırf insan’ oldukları için daha ‘insancıl’
davranıldığı nice günler yıllar görebiliriz .. Mutlaka bir şeyler değişecektir
bu yaşananlardan sonra .. ve bu değişim inşallah her
birimizin hayrına olur .. Siyasetsiz değil ama ‘kötü’ siyasetsizz , ağacın yeşilin bol olduğu kedili köpekli nice
güzel gün hepimizin olsun .. Ne kadar ‘bölücüyü’ dışarda da arasalar , aramızdalar
.. Ama bir olmak, birlik olmak şükür ki bizim elimizde .. Birbirimizi sevelim
:) he bi de saygı duyalım …
Eskileri
bilmiyorum ama değişen zaman benimle doğru orantılı olarak işletiyor
yaşatacaklarını deneyim adı altında .. Küçükken her şeyin masumiyetini öylesine
soluyor ki insan ruhuna, kalbine, zihnine , güvensizlik kıskacı yerleşemiyor
bile..
Zaman
her şeyin ilacı olduğu gibi sebepsiz değişimlerinde sebebi çoğu zaman ..
İnanmak zorlaşıyor gittikçe .. Kendini bilmek bile kuşku yaratıyor düşündükçe
.. Pozitif olmak, öyle yaşamak zorlaşıyor sanırım .. Kime güvenir insan kime ‘işte benim hayatımdaki şu şu şu buna gözüm
kapalı güveniyorum, dediğine inanırım ‘diyebiliyor hala ? Mutlaka var
hayatlarınızda böyle insanlar, ihtiyacımız da var zaman zaman kara duvarlara
esir bedenlerimizin ruhlarımızın bu insanlara .. Ama o ‘ilaç zaman’,
yanınızdaki ‘güven kırbacını ‘ size de dokunduruyorya işte ‘o zaman’ keşke olmasa, geçmemiş olsa diyor insan..
Sevdikleriniz,
arkadaşlarınız, dostlarınız… Sizin sevdikleriniz, hep sevecek olduklarınız .. Buna
inandığınız bazen de sorguladığınız olmuyor mu? ‘O zaman’, kolumuzdaki saatteki
akan değil çoğu zaman .. O zaman , yıllarca kabullendiğiniz gerçekliği bile bir
anda değiştiren bir büyü gibi zaman zaman .. Her şeyin bizim için olduğunu
kabulleneli çok oldu.. Ne gelecekse geldiği yer belli başımın üzerinde yeri var
bu sebeple .. Ancak yine bizi iki arada bir derede bırakan, tüm sızısıyla bir
yandan atmaya çalışan, bir yandan nefesi tetikleyen bir kalbimiz var.. Sonra
ruhumuz bize dokunan, başkalarına dokunuşumuzun eseri kalbimiz, ruhumuza sarılı
..
Hangisi
daha çok yaralıyor peki ? Bir dostunla‘kırılan ‘ yaşanılmışlıklarının, ezilip büzülmesi mi gerçekliğin
karşısında, bir sevdanın eriyip bitmesi mi bir hatanın esaretinde ? Ruhu
yaralar bu ikisi de , derecesi sevdanın büyüklüğüne bağlı .. Senin
samimiyetine, inancına. Dostluk da sevdadır.. Dostlar da sevdalıdır
birbirlerine… Aşık olmak kolaydır karşı cinse .. Ama dostluğu yaşatmak , güvene
sarmak .. Dayanacağın bir omzu aramadan bulmak olması gerektiği anda, sevmenin
hayat içindeki en gerçekçi halidir . Birine dostum diyebilmek bu sevgiyi
büyütüp inanmayı öğrenmek, güvenmeyi öğrenmek , her koşulda yanında olacağını
bildiğin insanların varlığı güzeldir bu bağlamda ..
Güven
kırılmayı hak etmeyecek kadar değer buluyor dostluk, aşk, sevgili ,aile işin
içine girince .. İnanmak , anlamını güvendiğin anda kazanıyor .. Sevmek dahi
öle değil mi ?? Güvenmediğin birini seversin ama can yakar ! Her zaman
çevrenizde sevdanızı, güveninin ve inancın olduğu yüreklere sarmanız
dileklerimle ..
Sevgiyle.. aşkla ..
( uzun zamandır beklettiğim bir yazımdı .. aralar giriyor yazdıklarıma blogumda ama aklım hep burdaa ... )
Tüm cemreler
indiği toprağa havaya suya .. ve kalplere aynı zamanda .. Güneş, ılınan
havalar, coşan ağaçlar, çiçekler, kuşlar, tüm kış gizlenen ve artık gün yüzüne
çıkan böcekler .. Ohh hepsiyle haşır neşiriz bundan sonra :) ''Ben her bahar aşık
olurum, … dım dım dımm … ''şarkısı gibi ben her bahar aşık olmam ancak her bahar bi
'coşku bi umut bi' böyle kıpır kıpır olurum .. herkes gibi aslında .. uzun zamandır
yazmamanın vermiş olduğu coşkuyla ben de peşpeşe yazar oldum .. Ara girdi
istemesem de blogumu çok sevsem de.. Yine girebilir ancak boşlamama
gayretindeyim .. paylaşmayı arzuladığım şeyler birikti.. Okuduğum kitaplar ..
sonraa yeni bir makarna tarifiii :) sonraaaa kedilerimli hayatımmm sonraaa daha
bi sürü şey varr … Burada bazılarını yakinen tanıdığım bazılarını bloglarıyla
tanımaya gayret ettiğim bir hayatım var .. İçinize sığrımadığınız, dilinize yok
olup heba olmasına gönlünüzün razı olmadığı bir mecra burası .. Öncesi suya
yazılan yazıyken, şuan birileri okuyor ama hiç değilse, belki beğeniyor.. İçten
içe eleştiriyor .. Belki kendini buluyor .. Diye düşünmek bile inanılmaz bi
mutluluk .. ben aslında böyle bir yazı yazmak amacıyla yola çıkmamıştım , ama
benim yazdıklarıma ilgi gösterip okuyan herkese teşekkür etmek isterim .. Daha
da paylaşımların açık olduğu, varlığınızı hissettiğim günlere :) sevgiyleee
kalın , sağlıkla … :)
Bu arada
bu benim penceremin önü .. İnanılmaz mutlu oluyorum onlara her baktığımda .. Hep
böyle bişin hayalini kurardım, ertelemedim gittim 4 çiçekle hayalimi yaşanılır
kıldım .. Bazen hiçbir şey yokken , kendimize dönüp 'seni seviyorum', demeyi
bilmeliyiz sanırım .. Başkalarına değer verirken erteleyebildiğimiz benliğimizi
de zaman zaman doyurmalıyız .. Ertelenen dilekler listesi yapabiliriz mesela ..
Bizi düşlerimizde doyuran sevinçlerimizi hayata geçirip, kendimizi sevmeliyiz
.. Ben başladım yavaş yavaş .. Size de tavsiye ediyorum.. Listemde sırada ne
var bilmiyorum ama meselaaa, güzel bi kitaplık istiyorum .. Fotoğraf çekmek
..hımm başka başka :) başkaları da arkası yarına kalsın :) Benden bugünlük bu
kadar canlar …
Sen, çünkü yoksun yanımda neyleyim istanbuluu .. Sonbaharda ….‘
‘Sensizlik bana çok iyi geldi , ne kadar da ihmal etmişim kendimi …’
Şarkılar,ağlatır,şarkılar, yazdırır, şarkılar yaşatır.. Şarkılar yakar yıkar.. Olmadık zamanlarda olmadık anıları gelir de kalbinin orta yerine kondurur .. Yüreğe ağır yükler yükler .. Kelimeleri kifayetsizleştirir .. Yoksullaştırır .. Özletir .. Özlemediklerini dahi bulup buluşturur ..
Şarkılar , seni bazen öyle bi' anlatır ki .. Duyamazsın sağırlaştırır … Sevdiğini özletir, sevmediğini bile sevesini getirir .. Belki olmasaydı , bu notalar bu şarkılar bu yürekler dahi ortaya çıkamayacaktı .. Romantizm iki güle sığdırılamaz .. Belli günlere sevgi yüklenemez asla .. Başkalarının gözüne sokarak sevgi yaşanamaz ki .. Sevgi , sindir .. Sevgi pinhan .. Sevgi ..Sahip çıkabilmektir , düşlerine .. Verdiğin sözleri , gözlerine gömmemektir sevdiğinin, yaşamaktır .. Yaşatmak tabi aynı zamanda …
Bu sebeple midir bilmem, ben ne yazarsam yazayım arkasında bir şarkı vardır mutlaka .. Şarkılar insana olmadık zamanlarda, olmadık duygular yaşatırlar .. Gözlerinize hüznü bularken, aynı anda içinize umut serper.. İletemediğiniz mesajların şarkılarla ulaştığına inandırırsınız kendinizi .. Başkasının ruhuna esir olur, duygulanır, sevinir coşar, yorulur, durulursunuz ..
İçinize sığdıramadıklarınızı, paylaşamadığınız zamanlarda.. Acıya esir olunan bir gecede .. Anlatsan olmaz, yaşamaktan kaçtığında ..Sevdiğinden vazgeçip, düşlere sığındığında .. Bilip de bilmezden geldiğinde,sevip de sevmekten vazgeçtiğinde .. Uzaklara daldıkça, daha da yaklaştığında başı boş bir umuda..
Böyle işte galiba.. Belki de rahatlatıyoruz kalplerimizi .. Aynı acıların ortakları var, bölüşüyoruz demek ki.. Aynı anda düşmüyor yaşlarımız ama aynı sızılara bürülü gecelerimiz olmuştur mutlaka .. Başkasının mutsuzluğuna sevinmek değil ki bu, sadece yalnız olmadığını bilmek galiba ..Yalnızlıkları bölüşmek her bir notada , usulca ..
Her
şey geçiyor zamanla .. Kapanmaz dediğin yaraların izlerini bulamıyorsun , en
derinlerde.. Sakladığını sandığın acıların gün yüzüne çıkıveriyor bir anda ..
Görmez dediğin gözlerinin başka aşklara savruluyor, izliyorsun umarsızca .. Sızıların
varsa da zamana sığdırdığın , şarkılarda arar oluyorsun eskittiğin heyecanını
..
Unutmaya
cesaretimiz yok .. Kaybolmaktan korkuyoruz, gerçeklikler karşısında .. Yaralandığımız
yerde tekrar tekrar yalnız kalmak acıtır, eskiye tutunup yol alıyoruz
gizlice .. Eskiden bakışlarında ısındıklarımızın , yokluğunda gülüyoruz,
yokluğunda ağlıyoruz, yokluğunuyaşıyoruz kalabalıklar arasında ..
Bazı
günler olur neşeyle başlarsın , bir şarkıya takılır düşlerin ,, Yıllarına esir
ettiğin oluverir her karşına çıkan .. Onu duyar, onu yaşarsın .. Dillendiremediğin
acıların olur , yaşayamadığın aşkların .. Bitmesin istediğin , tükenen .. Bitsin
isteyip de, yıllara meydan okuyan, inadına …
Herkes
aşık olur .. Herkes sever zamanı gelince .. Kimi kıymet bilir, saklar soluğunda
.. Kiminin düşlerine sığarsın ancak, zamanla .. Ama erkek başka , kadın başka
sever galiba ..
Erkek
sevdaya düşer , kadın kaçar sevdadan ..Kadın aşk da yanar, kavrulur ,, erkek
dokunamadığında, uzakta . Erkek
bir kere sever, kaybetse de .. sevdası olur yaşar .. Kadın aşkını da yaşar ,
acısını da yaşar .. sevdaya düşmeden kalkar .. ve biter hayat bir şekilde devam
eder ...
Her
şey zamanla değişir .. En büyük acılar yanar, yakar .. Küllerini savurur zamana
..
Herkes
farklı yollardan aynı acılara ulaşır zamanla vecan yakar, kalp kırar..Gün gelir
yaktığı yerden de yanar, kanar .. ve sonlar vardır can yakar , sonlar vardır
cana can katar .. Kimi günler sadece geçer , kimi günlerde asılı kalır düşlerin ve hala orada yaşar.. ..
Sanırım
bu sefer gerçekten uzuuun bir ara girdi yazılarıma .. Ben de her gün farkına
varıp ertelemek durumunda kaldım .. bahar geldi derken sanırım: )) Kış hoop daha hiçbir yer gitmedim der
gibi kara boğdu bazı şehirleri .. baharda kar yağması da bi garip olmuyor değil
hani .. kışın yağdığı kadar romantik değildi şimdi : ) yine de Edirne’de akşam
lapa lapa yağdı , gök yüzünü bir an da pamuklar sardı .. evet Edirnedeyim .. Birkaç
günlüğüne gelip bir haftadır buradayım , gidemedim .. Bu kışın en moda şeyi ne
diye sorsalar ….?? Bitmek bilmeyen grip salgını diyebiliriz hiç kuşkusuz :( Ciddi
şekilde yakalandığım salgında perişan oldum , şükür kendime geldim : ) Aranızdayım
.. hoşş buldum :)
Ne
yapmalıyız nasıl yapmalıyız da istemediğimiz durumlardan sıyrılırız , açıkçası
hala bunu tam öğrenmiş değilim .. Hayatımızı biz yönetemiyor gibi görünse de
her şey ister istemez bizim elimizde .. Yön veremiyoruz belki, vermediğimiz
kararlardan pişman oluyoruz ve hopp değişiveriyor her şey .. Ama yine de bir
şeyler düşünecek olan , kararlar alıp sonuçlarına katlanacak olan bizleriz .. Bu
hayat bir şekilde geldik ve şimdi büyüyoruz sözüm ona .. Ama bence hala yaşımız
nerelere varsa da, yıllar bize deneyimler başlığı altında yaşanmışlıklar sunsa
da biz hala o ilk günün şaşkınlığını taşıyoruz, bakışlarımızda,
yaşadıklarımızda ..
İnsanın
kendisine bir yol çizmesi galiba gerçekten zor .. Bi’ öncü bildirimler almak ,
rüyalara dalmadan her gece dualara bi ipuçları ekleyip öle uyumak gibi .. Hep
bi umut, vazgeçemediğimiz.. geçen gün izlediğim bir programda veteriner şunu dedi : ‘ Eğer insan
sevdiği işi yaparsa, hayatı boyunca çalışmak zorunda kalmazmış ..’ Nasıl
güzel ve nasıl doğru bir söz .. Bu konuda çelişkiler yaşayanlar vardır mutlaka
hala .. Çoğu insan ‘çalışmaktan ‘ yorulur mesela .. Diğerleri şanslılığını
gururla sunarken bazıları için için ağlar .. Ben de hala hayatım boyunca
sevdiğim işi yapabilmek adına savaşıyorum galiba .. Bi umuttur tutturmuşummm :)
diyesim var ..
Kışa
bürünmüş bir bahar sabahı .. Puslu bir hava .. Bu kış hissettiremediği
soğuğundan vazgeçmek istemeyen kış ve baharı arzulayan çiçeklenmiş harika
ağaçlar ..
Galiba
hepimiz bu aralar sersemlemiş bahar gibiyiz
:)
Hadi
hayırlısıı …
( çook sevdiğim harika bi' şarkıyla başbaşa bırakıyorum sizleri.. ) ..... güzel günler bizi bekler .. eyvallah dersin olur biter .. .
....... .. bıraksam kendimi şöyle ooh ne rahat .. bu da geçer gülüm yaşamana bakk .. alınacak dersler vaarr.. sorulacak sorular .. bu da geçer gülüm bizden bu kadarr ... beNim hala umudUm vaR ..