Mevsim yaz .. güneşin sıcağında masmavi denize daldırsın istiyor
insan gözlerini .. kıyısında uyumak , gece kucağına sığınıp gülüp çoşup, sessiz
sessiz ağlamak ..
yaz demek deniz demek .. yaz demek sıcağı , ancak onunla sevmek
demek .. mevsim yaz .. her işin askıya alınması , hayatın yalızca bu vakitte ‘es’ vermesi demek .. her sabah
maviliklere daldıramasanız da gözlerinizi yaz demek diğer taraftan miskin miskin izlenilen
dizilerin tekrarına esir olmak demek tam olarak aslında ..
Bu kadar özlemle bahsettiğim
denize aşık biriyim evet .. vee bu yıl 1 haftalığına en yakın arkadaşımla (ayça'm) denizin,
gezmenin yeni yerler görmenin verdiği hazza vardık .. Daha önce gitmiş oraları
görmüş olanlarınız vardır mutlaka , biz bu yıl Sarımsaklı’yı Şeytan Sofrasını
Badavut’u ve Cunda’yı keşifteydik
aslında ..
1 haftamızı öylesine keyifli programladık ki yakında gezilip
görülecek ne varsa , nesi meşhursa ki sahilde satılan Kavuniçi dondurmasını şiddetle
tavsiye ederim, daha önce böylesi bir konseptte dondurma yemediğimiz için bize
oldukça farklı ve lezzetli geldi diyebilirim ..
Bi gezi yazısı olsun bari :) şayet nereye gitsem tatilim tadından
yenmez doyum olmaz diyorsanız .. ben Sarımsaklıyı önerebilirim .. bodrum çeşme
hariç tutulursa :) oldu da yolunuz düştü miskin miskin deniz güneş güneş deniz
yapmayıp az vakit ayırıp hemen yakınında minibüsle gidebileceğiniz (şayet aracınız
yoksa) Badavut sahilini görmenizi tavsiye ederim .. harika bir ortam.. denizi
gerçekten çook temiz .. rengarenk boyanmış hasır şemsiyeleri, ve sakin
ortamıyla tam dinlenilesi bir yer .. koyun sol tarafında denizle bütünleşmiş
ağaçlar size bir adada denize giriyormuşsunuz hissini veriyor ve bizz buna
bayıldık :)
Buradan tekrar sarımsaklıya dönecek olursak gün batımında mutlaka
Şeytan Sofrasına gidin derim .. Oldukça yüksek bir yer burası ve inanılmaz
rüzgarı var :) bazı yerlerde fotoğraf çekilmek oldukça güçtü .. her gün rutine
bağlanmış gün batımını seremoniyle izleme gibi bi durumumuz olmadığından bir
kere kendinizi böylesi güzel bir manzara da gün batımıyla ödüllendirebilirsiniz
.. Biz aynen öle de yaptık ..
Sarımsaklının Papalina adında meşhur bir balığı varmış .. hani
gittik de yemedik demeyin .. Öyle sizi şaşırtacak denli lezzetli ya da değişik
bir balık değil .. normal bir balık ama gidip de yememek olmaz ..
Tabikii Ayvalık tostu .. Daha önce yemişsinizdir ama eminim ki
buradaki lezzeti hiçbir yerde bulamazsınız .. ilk gün kahvaltımızı onunla
yaptık ve kaldığımız her öğlen onu yiyip artık son günlerde görecek halimiz
kalmasa da kendisini, cidden harikaydı ve çok lezzetliydi ..Özellikle tavsiye
edilirrr ..
Ve tabikiii Cunda ..
Cunda’yı çok çokk çok beğendik .. Çok şirin ve harika mimarisi var
.. Ayvalıkla Cunda birbirine bağlanmış kara yoluyla da ulaşım var .. Vapurla
veya taksi dolmuşlarla ulaşım söz konusu .. Ama Ayvalık'a gidip Cunda ya
gitmemek olmaz .. Mutlaka gidin .. Yıllara meydan okuyan, ve kim bilir kimlerin
aşklarına, dostluklarına arkadaş sohbetlerine şahit olmuş Taş Kahvesine
oturmadan geçmeyin .. vee
çok şirin, oldukça eğlenceli görünen Rum meyhaneleri
vardı ..
Eğlenmeyi sevenler kaçırmayın derim ..
Şuan
aslında çalışmam gereken sınavım olduğu için bu günleri anlatmak bana
oradaymışım hissi vererek beni en azından birazz mutlu etti :) ama gerçek hayat
tam da masamın üzerine bana bakıyor … Önüm arkam sağım solum İngilizce olmuş
durumda ..
Ama ki benn hiç umudumu kaybedecek birine benziyor muyum ?
:) aslaa (şüküürr:)… şimdii eylüle kadar ders, ama ondan sonrası belkii daha güzel tatillere
ya da farklı turlara gebedir , kim bilir ?