31 Ocak 2013 Perşembe

'çüNkü heR diLek bİr kaLp atışIdıR ...'

Güneşi artık daha sık görmeyi umarak açıyorum bu sabah gözlerimi .. Enerjimiz yerle bir günlerdir İstanbul semalarının güneş yoksunluğu sebebiyle .. amaaa ;
Bugün güzel bi’ gün olsun herkes için .. mutluluktan uçuşsun herkesin etekleri  benim için erkenden açılan gözlerimi hazırlamam gereken notlara bürüdüm sabah sabah ;) ama olsun çalışmak güzel , bişiler için çabalamak .. Herşey güzel olsun bu elimdeki kitabın kapağı ve içindeki umut saçan cümleler gibi .. Tez aşamasında olmamdan mütevellit aslında akademik kitaplara yoğunlaşmam gerekirken ben hala eğlenceli kitaplardan yanayım .. Ama taraf değiştirmemin zamanı geldi de geçiyor sanırım ;)
‘ Kendini, yeteneklerini birilerine anlatarak geçirdiğin zaman boyunca yoruluyorsun.. Ne zaman ki kendi yeteneklerinin farkına varıp yol almaya başladığında dinleniyorsun, her bakımdan …’


30 Ocak 2013 Çarşamba

nasIL mı .. ;)


 
Yıllardır bir şeyler karalıyorum evet  ama ara vermiştim birkaç yıldır .. Şimdi blog olunca ve bir paylaşım olunca bi’ telaş bi telaş ne yazım nasıl yazimm  derken zaman geçiyor resmen J heyecanlı ama sevdim bu tadı .. Umarım okuyanlarda  memnundur şimdilik  okuduklarından .. Her hafta birkaç kez yeni bişi paylaşma k zor her zaman aynı tadı bulamayabilirsiniz belki de.. Ama zaten amacım da her zaman aynı yoğunlukta yazıları bölüşmek değiş sizinle .. Yani adı üzerinde  yağmurun defteri .. Herşey olacak içinde .. zaman zaman yaptığım yemeklerin  tarifi , tatlı fotoğrafları, okudğum kitaplar önerilerim , sinema yorumu vs .. Sizin paylaşımlarınız .. Böyle içten samimi .. Bir defterin içindeki cümleler olalım her birimiz ve canımız sıkılmasın kapağı kapanınca .. E napalımm konuşalım mesela J

Sevgiyle .. aşkla ..

‘En sıkıntılı anlarda dahi emin ol bir kapı var açılacak .. sizin istediğiniz zamanda istediğinize açılmamışsa  daha iyisi olacak demektir.. olumsuz diye bir şey yok.. bize olumsuz gibi gelen dahi daha güzeli için aslında .. sabret .. sev ve inan ..’

29 Ocak 2013 Salı

inaNmaK ...


Yaşamadığınız hiçbir şeyi yazamazsınız .. Yani mesela çok mutsuz bir anınızda coşkulu mutluluk fışkıran bir yazı çıkmaz kolay kolay ortaya.. Ama bazen zorlamak lazım .. mutsuzken bile kahkahalarla dolmak lazım .. Gülmek içn mutlu olmak için oldukça sebep var aslında .. Benim bir sloganım var yakın arkadaşlarımla ‘ her şeyin başı sağlık ‘ sağlık olsun her şey olur.. Ne güzel bir şükrediş biçimidir aslında bu .. Nasıl bi’ azim, hırs, başarma duygusu gizlidir altında .. Boş vermişlik gibi gürünse de pes etmişsin gibi  dursa da uzaktan.. Pes etmediğinin inadının resmidir yakından bakınca .. Sağlığım var mı hiçbir şey kurtulamaz elimden .. Her olumsuz durumu aşarım .. İşim mi yok ? Oluurr iyi olsun da her şey benden tarafta, her şeyin üstesinden gelebilirim .. Evet gelebiliriz !!

 Güç bizim, bize en yakın tarafımızda .. İçimizde ruhumuzda nefesimizde .. Güçlü durmak güçlü olduğun anlamına gelmez ama yıkılmadığını gösterir hiç değilse herkese .. 

Hiçbir şeye inanmadığınız olur zaman zaman .. Kendinize bile !.. İnsan nasıl olurda hangi halet-i ruhiye de kendine dahi inanmaz bilmiyorum ama ;) Öyle bi duygu var afili duruyor yazınca .. Bırakın güzel durduğu yerde kalsın , yazılarda, romanlarda, şiirlerde.. Ne olursa olsun, hayatınızı sürdürmeniz izin verildiği saatlerinizin olduğuna inandığınız sürece , kendinize inanmaktan vazgeçmeyin.. Umudu hayal ettiğiniz ne varsa ona yakıştıracak, peşinden sürükleyecek sadece sizsiniz, biziz aslında.. Başkalarına bağlarsak umudumuzun zincirlerini, nefes almak dahi bir nevi esaret olacaktır zamanla..

Çevremizde kimse olmadan zorlanabiliriz, evet elimizi biri tutsun istiyoruz iyi-kötü anlarımızda, sevincimizi çoğaltan sevdiklerimiz sıkıtımız da alırlar çoğu zaman bir çırpıda.. Ama yine de esir olmamak, kendini sevmek, ‘umudu’ uzaklara daldığında düşlememek, yanında hissetmek , gülümsemeyi her sabah uyandığında en zor anında dahi hatrından çıkarmamak, ‘en kötü durumda’ senin olmadığını bilmek , her şeyin güzel olacağına inanmak, gerek ..
 
Mesela mutlu bi’ gün başlasın bu gün ve sadece kendin için evinin odanın ruhunun havası değişsin diye ve kimseden beklemeden kendine bi’ buket kır çiçeği al .. Vazona koy .. ve mutlu ol  .. İç karartıcı güneşten yoksun olduğumuz şu günlerde oldukça iyi gelecektir .. :)

Sevgiyle .. aşkla ..
 
 

GerçeKteN ..



Gerçekten her zaman yanında olacağına inanacağı bir insana ihtiyacı var mı herkesin ? Olmazsa olmazları.. Elimden tutmazsa zor anlarımda düşerim dediği öylesine saf öylesine inanılmaz bi’ inaçla sevmeye devam ettiği , dostu arkadaşı başlığını ne koyduysa artık .. Var mı böyle insanlar çevrenizde hala ?

   Büyüyünce herşey dönüşüyor değişiyor farkındalık artıyor ve can yanıyor.. Büyümenin ne anlama geldiğini, sevdiğin birini kaybettiğinde ve bu kayıpların zaman mekan iyi an kötü gün demeden gerçekleşmesinden ve artarak devam etmesinden anlıyor insan .. evet büyümek bu aslında .. Bol kayıplı bir boyuta geçiş.. Anne karnında gibi olsa istiyor bazen insan .. Büyüse ve en güvenli yerde büyüse ve hiçbir şey önemli önemsiz onu etkileyemese .. Hayal , belli ki ..

Sorgulamadan yaşayanlar mı daha mutlu bu oyunda ? Sorgulamadan, sormadan, dikkate almadan varsayarak, olmuşlara bakmadan, dokunmadan hissetmeden derinden .. Peki amaç mutlu olmak mı yalnızca? Değil belki de sadece mutlu olmak değil .. Ama mutluluk , büyürken yitirilen inançları inanışları güvenişleri ve bunların yitirilişindeki kalpte yaşanan hassasiyeti örseleyen bir sihir gibi .. Mutluluk bir büyü misali, uzun süreli değil, ama olduğu müddetçe tüm gerçekleri unutturan bir his sadece.. vee her şey bu illüzyonu daha fazla yaşayabilmek için aslında ..

   Ne mutlu ediyor sizi, kiminle olmak .. kime sarılmak .. kiminle paylaşmak sıkıntıları en mutlu; en özel anları .. ve paylaşmak  yaşanırlığı bölüşmek ,arttırmak  ne ekliyor eksilen insanlığımıza ..Birine inanmak istiyorsun yaşın ilerledikçe, ve birilerine gerçekten güvenmek , sarılmak .. Bir şeyler anlatırken gözlerinin içine baksın istiyorsun seni dinlediğini bilmek istiyorsun böylelikle, seni dinlediğine dahi ‘inanmak’ ... Büyümek bi’ tür farkındalık artışıdır .. ve bu farkındalık artışı olur olmadık her şeye takılmak güdüsünü artırır bünyedeki ve yerli yersiz her an en ufacık bişiye dahi kırılma, bozulma, yalnızlaşma durumuna esir eder ruhları ..

   Samimiyet .. kime yakışıtrırsınız bu kavramı ? Birinin samimi olduğu kanısına nasıl varılır? Bugün samimi olduğunu düşündüğünüz yarın en olmadık bi’ anda, canınızın yandığı bi anda, tüm samimiyetsizliği ile dokunursa sizden tarafa .. Önceki zamanlara dalan gözleriniz, gerçekliğe uyanırsa bi sabah .. ve öncesindeki ‘gerçek’ .. Eskiden sarılıp güvendiğin zor zamanlarda eline sarıldığın ‘gerçeklik ‘..

Hayat mı zor ? Hayatınıza kattıklarınız mı? Yanınızdakiler mi en yakınınız, yoksa daha hiç tanışmadıklarınız mı? Dostum derken neye aldandınız? Kime darıldınız, aşkımm derken kime sarıldınız, kimleri aldattınız .. Büyüdünüz mü sizde benim gibi ?

Var mı yanınızda her koşulda elinizi tutacağına, hiç olmadık zamanlarınızda çıkıp size tüm içtenliğiyle sarılacağını bildiğiniz dostlarınız… Sizi dinlerken kalbinin sesini duyduklarınız .. Gözlerinize bakarak dert anlatan sıkıntı paylaştıklarınız.. En mutlu anınızda sizden daha çok mutluluğunuzu arttıranlarınız… Güveni, samimiyeti, inancı, sevgiyi, onun kalbinde duyduklarınız... Onunla çoğalıp, onunla eksildiğiniz..

Var mı hala? Yanınızdalar mı? Sarılın onlara, dokunun zor zamanlarda bakışlarınızla.. Sevgiyi bilerek paylaşmaktır ya büyümüş olmak ve büyüdünüz mutlaka, kaçınılmaz tutulamayan zamanda …

Sevgiyle, aşkla … 7 aralık 2012
 


                                                                                      
 

28 Ocak 2013 Pazartesi

AsLında ...


Her şey bi rüyayla başladı..
Yıllardır görmediğin biriyle karşılaşmak gibidir, gerçekleşeceğini düşünmekten vazgeçtiğin hayallerinle uyanmak bi sabah.. Kaybettiğin bir şeyini buluvermek gibi..Hatrına düşmesi ya da kapkaranlık bi günde en mutlu anlarının ..Kendini suçladığın yine olmadı olmuyor yapamıyorum ilerisi yok galibaların diline pelesenk olduğu zor zamanların birden bire silinmesi gibi ufak bi’ çocuğun bakışında.. Umut sabun köpüğü gibidir, sabun değildir ..Sabunu köpürten sudur evet ama köpüğü de hızla yok edendir aynı zamanda .. Umut da sabun köpüğüdür çoğu zaman, oluşması zaman alır , ama kırılması yok olması uçup gitmesi, bir suya değmesine bakar .. ve paylaştıkça azalan keder gibi adını umudun koyduğun isteklerinde paylaştıkça nedense senden uzaklaşır.. Onları anlatmakla geçirdiğin zaman eritir aslında gerçekleşme aşkını ..O sebepledir ki vazgeçmiyorum yıllardır arzuladığım kalemimi sizlerle paylaşmaktan .. Zamana bırakırım her şeyi.. Acıyı hafifletir, gideni sildirir, geleni sevdirir, olanı yaşatır, olmayanı arzulatır, zaman… En önemlisi kimsenin değil, yalızca ‘bizimdir’ zaman .. Zamanı gelmiş yazılarım bunlar demek ki benim, umudum olan yazılar ..Beni yaşatacak sizi anlatacak yazılarım .. Şükrüm sevincim iyikim… Hoşbuldumm, hoş geldiniz …
  Umudum olsun yazdıklarım, umudumu paylaşın sevgili okurlarım :)